Kaydol

Soru sormak, insanların sorularını yanıtlamak ve diğer insanlarla bağlantı kurmak için sosyal sorularımıza ve Cevap Motorumuza kaydolun.

Oturum aç

Soru sormak ve insanların sorularını yanıtlamak ve diğer insanlarla bağlantı kurmak için Su Arıtma Sorular & Cevaplar Motorumuza giriş yapın.

Şifremi hatırlamıyorum

Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.


Üzgünüz, soru sorma izniniz yok, Soru sormak için giriş yapmalısınız.

Lütfen bu sorunun neden bildirilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.

Lütfen bu cevabın neden bildirilmesi gerektiğini kısaca açıklayın.

Lütfen bu kullanıcının neden şikayet edilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.

GA Su Arıtma Cihazları En sonuncu Nesne

Hepatit Virüslerine Karşı Dezenfeksiyon Yöntemleri ve Uygulamalarının Önemi

Hepatit Virüslerine Karşı Dezenfeksiyon Yöntemleri ve Uygulamalarının Önemi

Viral hepatitler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir sağlık sorununu temsil etmeye devam ediyor. Karaciğeri hedef alan beş farklı virüs, akut viral hepatitin en yaygın nedenidir. Bu hepatotropik virüsler, genomik yapı, replikasyon döngüsü ve klinik özellikler açısından farklılık gösteren A, B, C, D ve E olarak sınıflandırılan beş ayrı virüs ailesine aittir. Karaciğer hastalığına neden olup olmadığı konusunda hala belirsizlikler bulunan G hepatit virüsü olarak bilinen altıncı bir virüs de mevcuttur. Bunların yanı sıra, HSV, CMV, EBV, TTV, VZV, HIV, kızamık, kızamıkçık, Coxsackie B, adenovirüs, enterovirüs, parvovirüs B19 ve arbovirüsler gibi diğer virüsler de diğer organ ve sistemlerde enfeksiyonlara neden olabilir ve nadiren sarılığa yol açabilir.

Hepatit virüsleri, insanlara çeşitli yollarla bulaşabilir. Bu nedenle, virüs bulaşını önlemede dezenfeksiyon işlemleri hayati bir rol oynar. Dezenfektanlar, virüsün protein yapısını veya genom yapısını bozarak etkili olurlar. Dezenfeksiyon etkinlik testleri sırasında, enfeksiyon seviyesi hücre kültürlerinde değerlendirilebilir. Ancak, bazı virüslerin laboratuvar ortamında üretilememesi nedeniyle, bu virüslerin dezenfektanlara duyarlılığı, genom ve protein yapılarındaki değişiklikleri inceleyerek değerlendirilir. Ayrıca, incelenen virüsün enfekte edebildiği deney hayvanları da kullanılabilir. Dezenfeksiyon işlemi gerçekleştirilirken, mekanik etkilerin de dikkate alınması gerekir. Yüzeyin organik yükü, nem oranı, kuruluk durumu, yüzey yapısı, hücresel kalıntılar, ortamın pH’ı, iyonik kuvvetler ve ortam ısısı kontrol altında tutulması gereken değişkenlerdir.

Etkili dezenfeksiyon yöntemlerinin kullanılması, bu virüslere bağlı enfeksiyonların ortaya çıkmasını azaltacaktır. Yetersiz dezenfeksiyon uygulamaları sonucunda ortaya çıkabilecek enfeksiyonların, uygun ve doğru dezenfeksiyon yöntemleriyle önlenmesi, ülke ekonomileri açısından da büyük önem taşır. Tek bir hastanın tedavi maliyeti ile, çok sayıda yeni enfeksiyonun oluşması bu yolla önlenebilir.

Hepatit A virüsü

Hepatit A virüsü (HAV), insanlarda yaygın olarak görülen akut hepatit vakalarının yaklaşık %40’ını oluşturan, bulaşıcı bir karaciğer enfeksiyonuna neden olan dirençli bir patojendir. Bu virüs, esas olarak fekal-oral yolla bulaşır ve yetersiz sanitasyon koşullarında hızla yayılabilir. HAV’ın çevresel dayanıklılığı, yaygınlığında önemli bir rol oynar. Kuruluğa, çeşitli solventlere, deterjanlara ve hatta pH 1’deki güçlü asitlere dayanabilir. HAV’ın bu dayanıklılığı, diğer pikornavirüslere kıyasla dikkate değerdir ve ortadan kaldırılması için özel önlemler gerektirir. Virüs, yüksek sıcaklıklara, formalin ve klora maruz kaldığında etkisiz hale getirilebilir; ancak, buzdolabında aylarca, organik maddelerde günlerce ve -20°C’de yıllarca hayatta kalabilir.

HAV’ın çevredeki kalıcılığı, kontamine su kaynakları, deniz ürünleri ve gıda ürünleri yoluyla bulaşmasına katkıda bulunur. Deniz ürünleri, özellikle midye ve istiridye gibi kabuklu deniz ürünleri, HAV bulaşmasında önemli bir rol oynar, çünkü virüs bu organizmalarda aylarca hayatta kalabilir. Benzer şekilde, HAV, kontamine su ile sulanan sebzelere bulaşabilir ve marul, çilek ve domates gibi ürünlerin tüketilmeden önce dezenfekte edilmesini zorunlu hale getirebilir. Klor, protein ve genom yapılarını bozarak virüsleri etkisiz hale getirme kabiliyeti nedeniyle yaygın olarak kullanılan bir dezenfektandır. Bununla birlikte, meyve ve sebzelerin kısa süreli klor uygulamaları, HAV’ı tamamen ortadan kaldırmak için yetersiz kalabilir ve toplu gıda işleme tesislerinde daha etkili dezenfeksiyon teknolojilerine ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.

HAV bulaşmasının diğer yolları arasında kontamine kan ve serumla temas ve sağlık personeli yoluyla bulaşma yer alır. Kan ve serum gibi maddelerle kontamine olmuş materyallerin uygun şekilde dezenfekte edilmesi çok önemlidir. Çalışmalar, %20 propanol, %0,2 sodyum dodesil sülfat ve %0,3 sodyum hidroksit kombinasyonunun HAV’ı etkili bir şekilde etkisiz hale getirdiğini göstermiştir. Su ile bulaşan doğası nedeniyle, suyun dezenfeksiyonu HAV bulaşmasını kontrol etmede çok önemlidir. Klor, ozon, ısıtma ve UV ışınlaması gibi yöntemler HAV’ı su kaynaklarından uzaklaştırmak için kullanılabilir.

Isı ayrıca HAV’ı etkisiz hale getirmede etkilidir ve 100°C’ye kadar ısıtma virüsü etkisiz hale getirir. Bununla birlikte, daha düşük sıcaklıklarda pastörizasyon, katı ve sıvı gıdalardaki veya çiğ sütteki bulaşıcı virüs sayısını önemli ölçüde azaltır, ancak tam bir inaktivasyon sağlamayabilir. Dondurma ve asitleştirme, HAV’ın bulaşıcılığını etkilemez ve düşük konsantrasyonlarda klor, alkol, klorheksidin ve sodyum hipoklorit çözeltileri virüsü yüzeylerden etkili bir şekilde uzaklaştırmada yetersiz kalır.

Deniz ürünleriyle ilişkili HAV salgınlarını ele almak için yapılan araştırmalar, 15 kGy’lik gama ışınlamasının bile virüsü tamamen etkisiz hale getirmede yetersiz kalabileceğini ve ek kontrol önlemlerinin gerekli olduğunu göstermiştir. Şehir su arıtma sistemlerinde, kanalizasyon kontaminasyonu riskini azaltmak için yeterli klorlama seviyelerinin korunması çok önemlidir. Göl, kaplıca ve yüzme havuzları gibi rekreasyonel su ortamlarında, organik maddelerin varlığı klorun etkinliğini azaltabileceğinden ve daha sıkı hijyen uygulamaları ve su değişimleri gerektirebileceğinden, yeterli dezenfeksiyonu sağlamak için dikkatli izleme gerekir.

Yüzeylerin dezenfeksiyonu, HAV bulaşmasını önlemede çok önemli bir rol oynar. Çalışmalar, %2 gluteraldehit, %23 HCL içeren kuaterner amonyum bileşikleri ve 5000 ppm’den daha yüksek konsantrasyonlarda sodyum hipoklorit gibi dezenfektanların kontamine yüzeylerdeki HAV’ı etkili bir şekilde etkisiz hale getirdiğini göstermiştir. Bununla birlikte, fenol bileşikleri, alkoller, iyotlu ürünler ve çeşitli asitler, HAV’a karşı sınırlı etkililik göstermiştir.

Sonuç olarak, Hepatit A virüsü, bulaşıcılığı, çevresel dayanıklılığı ve bulaşma yollarının çeşitliliği nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunudur. Şehirlerin sanitasyon altyapısının iyileştirilmesi, güvenli su uygulamalarının teşvik edilmesi, gıda ve suyun uygun şekilde dezenfekte edilmesi ve etkili yüzey dezenfeksiyonu önlemlerinin uygulanması, HAV bulaşmasını kontrol etmede ve Hepatit A ile ilişkili hastalık yükünü azaltmada çok önemlidir.

Hepatit B virüsü

Hepatit B virüsü (HBV), Hepadnaviridae ailesine ait, zarflı ve küresel bir DNA virüsüdür. Replikasyonunu karaciğer hücrelerinde (hepatositler) gerçekleştirir ve hem akut hem de kronik hepatit hastalığına yol açabilir. Bulaşma, virüsün nükleokapsid ve kordan oluşan Dane partikülü aracılığıyla gerçekleşir.

HBV, dünya genelinde en yaygın görülen enfeksiyon hastalıklarından biridir. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri bu virüsle enfekte olmuş durumdadır ve her yıl yaklaşık 1 milyon insan HBV enfeksiyonu nedeniyle hayatını kaybetmektedir. En yaygın görüldüğü bölgeler Afrika ve Güneydoğu Asya’dır. HBV, belirti göstermeyen taşıyıcıların kan ve diğer vücut sıvılarında bulunur. Kan ve kan ürünleri transfüzyonu, damar içi ilaç kullanıcılarında ortak enjektör ve iğne kullanımı, hemodiyaliz, akupunktur, piercing ve dövme uygulamaları, sağlık personelinde iğne batması ve kesici alet yaralanmaları bulaşma nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca semen, tükrük ve vajinal sıvılarda da bulunduğu için cinsel temas yoluyla da bulaşabilir. HBV, taşıyıcı anneden bebeğe doğum sırasında veya emzirme yoluyla da geçebilir.

HBV ile kontamine olmuş materyaller %10’luk çamaşır suyu ile dezenfekte edilebilir. Ancak zarflı bir virüs olmasına rağmen, diğer zarflı virüslerden farklı olarak deterjanlarla etkisiz hale getirilemez. HBV, Hepatit C virüsü (HCV) gibi çevresel kontaminasyon yoluyla da bulaşabilir. HBV’nin bu tür belirsiz temaslarla bulaşma riski, HCV’ye göre daha yüksektir çünkü dış ortama karşı daha dayanıklıdır. Özellikle HBeAg pozitif olan kişilerin serumunda yüksek konsantrasyonlarda virüs partikülü bulunur. Semen ve tükrükte de HBV bulunabilirken, idrar, dışkı, süt, ter, gözyaşı, vajinal sıvı, beyin omurilik sıvısı ve kordon kanında virüs yoğunluğunun düşük olması nedeniyle bulaşma riski daha düşüktür.

Ortak şırınga kullanan damar içi uyuşturucu kullanıcıları arasında HBV kolaylıkla bulaşabilir. Bulaşmanın önlenmesi için ortak kullanılan şırıngaların kullanılmadan önce deterjanla temizlenip yıkanması, ardından 30 saniye %5 sodyum hipoklorit içinde bekletilmesi ve tekrar yıkanması önerilir. Ancak en güvenli yöntem, tek kullanımlık şırıngaların kullanılmasıdır. İntravenöz ilaç kullanıcılarında, kanda daha yüksek konsantrasyonlarda bulunan HBV ve HCV’nin, HIV virüsüne göre bulaşma olasılığı daha yüksektir.

Endoskopik işlemler de HBV ve HCV bulaşma riskini taşır. Bu nedenle endoskoplara etkili dezenfeksiyon yapılması büyük önem taşır. Standart işlemlerle bulaşma engellenebilir. Bu işlemler arasında enzimatik yıkama, su ile yıkama, %2 gluteraldehit ile 10 dakika dezenfeksiyon, tekrar su ile yıkama ve kurulama yer alır. Endoskopların %0,065 konsantrasyonda perasetik asit ile 1 saat bekletilmesi, HBV’nin protein ve genom yapısında ciddi hasarlar oluşturarak virüsün bulaştırıcılığını önemli ölçüde azaltır. Dezenfeksiyon işlemi öncesinde aletlerin ön yıkama ve temizlik işleminden geçirilmesi, dezenfeksiyonun etkinliğini artırır.

Kuru plazma gibi kirlilik faktörlerinin bulunduğu yüzeylere 10 dakika süreyle 500 ppm klor uygulanması, HBV miktarında önemli bir azalma sağlar. Bu konsantrasyondaki serbest klor, enfekte materyaldeki virüsleri etkili bir şekilde etkisiz hale getirebilir. Hemodiyaliz üniteleri, endoskop ve dental ekipmanın dezenfeksiyonu için 20 dakika süreyle %2’lik gluteraldehit kullanımı önerilir.

HBV virüsüne etkili antiviral ilaçların etkisi, hücre kültürü çalışmalarının zorluğu nedeniyle şempanze enfektivite testi ile araştırılmaktadır. Bu testte, dezenfektan veya antiviral ajan uygulanmış malzemelerin yıkama suları şempanzelere verilir ve enfeksiyon gelişimi izlenerek dezenfektanın etkinliği değerlendirilir. Yapılan bir çalışmada, virüs süspansiyonuna uygulanan %1 gluteraldehit (5 dakika), 98°C ısı (2 dakika) veya %80 etanol (2 dakika) gibi işlemlerin HBV enfektivitesini tamamen ortadan kaldırdığı gösterilmiştir.

Dişhekimliği uygulamalarında kullanılan alet ve yüzeylerin dezenfeksiyonu için %80 etanol veya %5 izopropanol içeren spreyler etkilidir. %80 etanol, %70’lik konsantrasyondan daha etkilidir ve %5 n-propanol eklenmesi dezenfektanın etki gücünü ve süresini artırır. Şempanzelerde yapılan bir diğer çalışmada, 703 ppm dörtlü amonyum bileşiği ve 356 ppm fenolik bileşiği karışımının 10 dakikalık uygulama ile HBV’yi tamamen inaktive ettiği gösterilmiştir. %70 izopropanol (orta düzey dezenfeksiyon) ve %2 gluteraldehit (yüksek düzey dezenfeksiyon) de virüsün enfektivitesini etkili bir şekilde ortadan kaldırır.

HBV’nin inaktivasyonu için %1 gluteraldehit (5 dakika), %80 etanol (2 dakika) veya 98°C ısı (2 dakika) etkili yöntemlerdir. Ayrıca, %1 sodyum hipoklorit ve %70 izopropil alkol de virüsü inaktive eder, ancak HBV, UV, eter ve benzalkonyum kloride karşı direnç gösterebilir. HBV ile yapılan enfektivite testlerinde, hepatosit kültüründe üretilebilen Duck Hepatitis B Virusü (DHBV) örnek virüs olarak kullanılabilir. Dezenfektanların etkisi, virüsün HBsAg epitoplarındaki azalma, nükleik asitlerindeki değişim ve kantitatif PCR ile ölçülen nükleik asit amplifikasyonundaki blokaj gibi parametrelerle değerlendirilir.

HBV en kolay kan ve kan ürünleri ile bulaştığından, bulaş riskini en aza indirmek için hemodiyaliz üniteleri ve kan merkezleri gibi ortamlarda özel önlemler alınmalıdır. Sağlık personeli, hasta temasından önce ve sonra ellerini yıkamalı ve alkol bazlı antiseptiklerle temizlemelidir. Bu uygulamalar hem sağlık çalışanlarını hem de hastaları koruyacaktır.

Hepatit C virüsü

Hepatit C virüsü (HCV), dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir enfeksiyon hastalığına yol açan sinsi bir patojendir. Flaviviridae ailesine ait olan bu zarflı RNA virüsü, insan vücudunda gizlice varlığını sürdürerek kronik karaciğer hastalıklarına, siroza ve hatta karaciğer kanserine yol açabilir. HCV’nin en yaygın bulaşma yolu kan ve kan ürünleri yoluyla gerçekleşir. Bu nedenle, geçmişte kan nakli alan kişiler, ortak enjektör kullanan uyuşturucu bağımlıları ve sağlık çalışanları risk altındadır. Virüs ayrıca, daha az yaygın olmakla birlikte cinsel temas, anneden bebeğe geçiş ve kontamine tıbbi ekipmanlar aracılığıyla da bulaşabilir. HCV, vücut sıvılarında, özellikle kanda, yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Ancak, tükrük, idrar ve semen gibi diğer vücut sıvılarında da düşük seviyelerde virüs bulunabilir.

HCV’nin dünya genelinde yaygınlığı endişe vericidir ve bazı ülkelerde özellikle yüksek prevalans oranlarına sahiptir. Örneğin, Mısır’da kan bağışçılarının %20’sinde HCV antikorları tespit edilmiştir. İtalya, İspanya, Orta Avrupa ülkeleri, Japonya ve Orta Doğu ülkeleri de HCV prevalansının yüksek olduğu bölgeler arasındadır. Bu coğrafi dağılım, virüsün yayılmasını kontrol altına almak için küresel çabaların önemini vurgulamaktadır.

Virüsün çevresel dayanıklılığı da bulaşıcılığına katkıda bulunur. Çalışmalar, HCV’nin yüzeylerde kurumuş halde bile oda sıcaklığında günlerce canlı kalabileceğini göstermiştir. Bu durum, hastane ortamı gibi yerlerde virüsün yayılma riskini artırır ve sağlık çalışanlarının enfeksiyon kontrol önlemlerine sıkı sıkıya bağlı kalmalarını gerektirir. Hemodiyaliz hastaları da çevresel bulaşma riski altındadır çünkü tedavi süreçlerinde kullanılan ekipmanlar kontamine olabilir.

Tıbbi cihazların HCV ile kontaminasyonu, hastalar ve sağlık çalışanları için önemli bir endişe kaynağıdır. Histeroskopi gibi prosedürlerde kullanılan aletlerin uygun şekilde dezenfekte edilmemesi, virüsün bulaşmasına yol açabilir. Araştırmalar, %2 gluteraldehit çözeltisinin HCV’yi etkili bir şekilde inaktive edebildiğini ve kontamine tıbbi cihazların dezenfeksiyonu için güvenilir bir yöntem olduğunu göstermiştir.

HCV’nin yayılmasını önlemek için çeşitli stratejiler uygulanmaktadır. Ortak enjektör kullanan uyuşturucu bağımlılarının eğitimi ve temiz iğne programları, bulaşma riskini azaltmada etkili olmuştur. Kan bağışlarının taranması, virüsün transfüzyon yoluyla bulaşmasını önlemek için hayati önem taşır. Ayrıca, sağlık çalışanları için enfeksiyon kontrol protokollerine uyulması ve tıbbi cihazların uygun şekilde sterilize edilmesi, hastanelerde HCV bulaşmasını önlemek için gereklidir. Yeni doğan bebeklerde HCV enfeksiyonunu önlemek için hamile kadınların taranması ve gerekirse antiviral tedavi verilmesi önemlidir.

Diş hekimliği uygulamalarında kullanılan alet ve yüzeylerin dezenfeksiyonu hem hastalar hem de sağlık çalışanları için hayati önem taşır. HBV ve HCV gibi virüslerin yayılmasını önlemek adına, %80 etanol ve %5 izopropanol içeren spreyler etkili bir çözüm sunmaktadır. Bu karışıma %5 n-propanol eklenmesi, dezenfektanın etki gücünü artırarak virüslerin daha kısa sürede etkisiz hale gelmesini sağlar.

HAV ve HBV virüslerini laboratuvar ortamında çoğaltmak oldukça zor olduğundan, dezenfeksiyon çalışmalarında genellikle bu virüslere benzer özellikler gösteren virüsler kullanılır. Örneğin, zarflı bir virüs olan BVDV, HCV virüsü modelinde; PRV ise HBV virüsü modelinde kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalar, 0.1N NaOH ve %0.1’lik hipoklorit gibi maddelerin, yüzeylerde kurutulmuş BVDV, PRV ve HAV virüslerini etkili bir şekilde yok ettiğini göstermiştir. %80’lik etanol ise HAV virüsüne etki etmezken, zarflı virüsleri 10 dakika içinde etkisiz hale getirebilmektedir. Ancak, virüslerin yüzeylerde kuruması durumunda etanolün etkisi azalmaktadır. Özellikle virüslerin plazma ile birlikte kuruması, tüm dezenfektanların etki süresini uzatmaktadır. Bu nedenle, kirli yüzeylerin hızla temizlenmesi ve dezenfeksiyon öncesinde kuru yüzeylerin su veya sabun ile ıslatılması, dezenfeksiyonun etkinliğini artırır.

Zarflı virüsler kuru yüzeylerde yaklaşık 1 hafta, zarfsız virüsler ise 1 aydan fazla süre boyunca enfeksiyöz kalabilirler. Bu nedenle, kuru yüzeylerde dezenfeksiyon işlemi daha zorlu hale gelir. Temizlenmiş aletlerin %6’lık hidrojen peroksit içinde 30 dakika bekletilmesi, tüm virüslerin yok olmasını sağlar. Sağlık çalışanlarının hasta teması öncesinde ellerini alkol bazlı dezenfektanlarla temizlemeleri, HCV’nin el yoluyla bulaşmasını önlemede etkili bir yöntemdir.

Sonuç olarak, hepatit C virüsü, küresel halk sağlığı için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Kan yoluyla bulaşması, çevresel dayanıklılığı ve kronik enfeksiyonlara yol açma potansiyeli, virüsün kontrol altına alınmasını zorlaştırmaktadır. Ancak, eğitim, önleme programları, enfeksiyon kontrol önlemleri ve antiviral tedaviler, HCV’nin yayılmasını azaltmak ve etkilenen kişilerin yaşamlarını iyileştirmek için umut vadetmektedir.

Hepatit D virüsü

Hepatit D virüsü (HDV), Deltavirüs cinsi içinde yer alan eşsiz bir satellit virüsüdür. Bu virüs, tek sarmallı bir RNA yapısına ve bir zarfa sahiptir. Zarfı, Hepatit B virüsünün yüzey antijeni olan HBsAg’den oluşurken, nükleokapsid kısmı HDAg ve RNA’dan meydana gelir. HDV, fulminan hepatit vakalarının %40’ından sorumlu tutulmakta ve karaciğer hücrelerini (hepatositleri) hedef almaktadır.

HDV’nin en ilginç özelliklerinden biri, kendi zarf proteinlerini üretememesidir. Bunun yerine, çoğalmak ve yayılmak için Hepatit B virüsüne (HBV) bağımlıdır. HDV, HBV ile genetik materyal paylaşmasa da, HBV olmadan varlığını sürdüremez. HBV’nin zarf proteinlerini kullanarak karaciğer hücrelerine tutunur ve enfeksiyon sürecini başlatır. Bu nedenle, HDV enfeksiyonu ya HBV ile eş zamanlı olarak (koenfeksiyon) ya da daha önceden HBV taşıyıcısı olan bireylerde (süperenfeksiyon) ortaya çıkar.

Dünya genelinde yaklaşık 20 milyon kişi, yani HBsAg taşıyıcılarının %5’i, HDV enfeksiyonuna sahiptir. HBV aşısı ve diğer koruyucu önlemler sayesinde İtalya, İspanya, Türkiye ve Tayvan gibi ülkelerde HDV yaygınlığı azalmıştır. Ancak, endemik bölgelerden göçler nedeniyle virüs yeni yerleşim alanlarına taşınmıştır. HDV, HBV gibi kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaşır ve enfeksiyonu başlatmak için çok düşük bir viral yük yeterlidir. Bu nedenle damar içi uyuşturucu kullananlar, hemofili hastaları ve homoseksüel bireyler yüksek risk altındadır. Cinsel yolla bulaşma mümkün olsa da, HIV ve HBV’ye kıyasla daha nadir görülür. Anneden bebeğe geçiş ise oldukça düşük bir ihtimaldir. Türkiye’de HDV enfeksiyonu özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde önemli bir sağlık sorunudur.

HDV bulaşmasını önlemek için HBV ve HCV için uygulanan dezenfeksiyon yöntemleri etkilidir. Bu yöntemler, virüsün yayılmasını kontrol altına alma ve enfeksiyon oranlarını düşürme konusunda kritik öneme sahiptir.

Hepatit E virüsü

Hepatit E virüsü (HEV), Hepeviridae ailesinin tek üyesi olan Hepevirus cinsine ait, zarfsız ve tek iplikli bir RNA virüsüdür. Eter, kloroform ve deterjanlara karşı direnç gösteren bu virüsün hücrelere nasıl bağlandığı, içeri girdiği ve çoğaldığı tam olarak bilinmemektedir. HEV enfeksiyonları, genellikle kontamine su kaynaklarından kaynaklanan salgınlar şeklinde, Hindistan, Burma, Nepal, Sudan, Etiyopya, Somali, Borneo gibi gelişmemiş ülkelerde yaygındır. Gelişmiş ülkelerde ise sporadik vakalar görülmektedir.

HEV, tıpkı Hepatit A virüsü gibi fekal-oral yolla bulaşır. Salgınlarda enfeksiyon kaynağı genellikle kontamine su ve yiyecekler iken, sporadik vakalar kontamine deniz ürünleri ve et tüketimi veya enfekte hayvanlarla doğrudan temas sonucu ortaya çıkar. Aile içi temas, cinsel temas, bakımevleri ve kreşler de bulaşma riskini artıran ortamlardır. Kan transfüzyonu ve damar içi ilaç kullanımı gibi nadir yollarla da bulaşabilir. Sağlıklı bireylerde %1 olan ölüm oranı, hamilelerde %20’ye kadar yükselmektedir.

Yüzme esnasında göl, kaplıca ve havuzlardan bulaşabilen HEV, zoonotik bir virüs olup domuzlarda sık görülürken insanlarda nadir enfeksiyonlara neden olur. Hayvan çiftliklerinin gübre atıkları, HEV için önemli bir bulaş kaynağıdır. İnsan gübresi de aynı tehlikeyi taşır. Bu gübrelerin % 0,25-%0,75’ lik amonyakla 3 gün oda ısısında tutulması, HEV’nin bulaştırıcılığını ortadan kaldırabilir ve tavuk ve domuz çiftliği atıkları için etkili bir yöntemdir.

HEV’nin su ile bulaşabilme özelliği nedeniyle suların dezenfeksiyonu büyük önem taşır. Klor, ozon gibi kimyasal oksidanlar kullanımı, suyun ısıtılması ve UV ile ışınlama, HEV enfeksiyonlarının su yoluyla bulaşmasını engeller. Hepatit A virüsünün bulaşmasını önlemek için alınan önlemler ve uygulanan dezenfeksiyon yöntemleri, HEV virüsünün bulaşmasını da engeller. Ancak HEV’nin zoonotik bir enfeksiyon olması nedeniyle tavuk ve domuz çiftlikleri başta olmak üzere tüm besi çiftlik atıklarının kontrol altına alınması ve bu atıklara uygulanacak işlemlerin düzenlenerek kontrol edilmesi gerekmektedir.

Hepatit G Virüsü

Hepatit G virüsü (HGV), Flaviviridae ailesinde yer alan Hepacivirus cinsinin bir üyesidir. HCV’ ye benzer özellikleri vardır. Zarflı bir RNA virüsüdür. Ülkemizde %1 ile %2 oranlarında taşıyıcılığı saptanmaktadır. Hemodiyaliz hastalarında daha yüksek oranlarda saptanmaktadır. Kan transfüzyonu yapılanlar, damar içi ilaç kullanıcıları, hemodiyaliz hastaları, hemofili hastaları, dövme ve akupunktur yaptıranlara bulaşabilmektedir. HGV, cinsel temasla da bulaşabilmektedir. Ayrıca perinatal geçişle anneden bebeğine bulaş görülebilmektedir. HGV, HBV ve HCV virüsleri ile birlikte bulunabilmektedir. Karaciğer hastalıklarındaki rolü netleşmemiştir. Bu virüsün bulaşmasını önlemek için HBV ve HCV için uygulanan dezenfeksiyon uygulamaları yeterli olmaktadır.

Benzer Yazılar

Yorum yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekiyor.