Kaydol

Soru sormak, insanların sorularını yanıtlamak ve diğer insanlarla bağlantı kurmak için sosyal sorularımıza ve Cevap Motorumuza kaydolun.

Oturum aç

Soru sormak ve insanların sorularını yanıtlamak ve diğer insanlarla bağlantı kurmak için Su Arıtma Sorular & Cevaplar Motorumuza giriş yapın.

Şifremi hatırlamıyorum

Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.


Üzgünüz, soru sorma izniniz yok, Soru sormak için giriş yapmalısınız.

Lütfen bu sorunun neden bildirilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.

Lütfen bu cevabın neden bildirilmesi gerektiğini kısaca açıklayın.

Lütfen bu kullanıcının neden şikayet edilmesi gerektiğini düşündüğünüzü kısaca açıklayın.

GA Su Arıtma Cihazları En sonuncu Nesne

VOC nedir? VOC açılımı nedir?

VOC nedir? VOC açılımı nedir?

Uçucu Organik Bileşikler (VOC), çoğu renksiz ve kokusuz olan büyük bir sıvı ve gaz grubudur. Uçucu olduklarından dolayı, sıvılar oda sıcaklığında kolayca buharlaşır.
 
VOC’ler, atmosferde alçak seviyelerde bulunan nitrojen oksid gibi diğer kirleticilerle reaksiyona girme özellikleri yüzünden genel olarak endişe kaynağıdırlar. Yer seviyesindeki yüksek ozon yoğunlukları insan sağlığına ve tarım alanlarına zarar verebilir  ayrıca kauçuk gibi malzemeleri etkileyebilirler.
 
SBazı VOC’ler kanserojen olduklarından, insan sağlığına doğrudan zarar verebilirler. Bu VOC’ler, metan gazı yoluyla küresel ısınmaya katkıda bulunabilir veya metil bromür yoluyla stratosferik ozona olumsuz etki edebilirler. Ozon tabakası, dünya yüzeyinin zararlı ultraviyole ışınlarından korunabilmesi için gereklidir.

VOC açılımı nedir?

UÇUCU ORGANİK BİLEŞİKLER (VOLATİLE ORGANİC COMPOUNDS-VOC) Uçucunun anlamı bu kimyasalların buharlaşarak oda sıcaklığında havaya karışması, organik ise bu kimyasalların karbon bazlı olması anlamına gelmektedir. ‘Kimyasal Emisyon’ terimi ise bu kimyasalların malzemelerden buharlaşarak havaya karışmasını anlamına gelmektedir.

KİMYASAL EMİSYON NEDİR?

İnsanların kimyasallara maruz kaldığı üç farklı durum mevcuttur. Bunlar solunum, sindirim ve deri yoluyla olanlardır. Bu durumlar aynı derecede önemli olsa da her gün maruz kaldığımız kimyasallar çoğunlukla evlerde, ofislerde, okullarda dolayısıyla iç mekânlarda soluduğumuz havadan kaynaklanmaktadır. Bu uçucu kimyasallar genellikle ‘Kimyasal Uçucu Organik Bileşikler’ olarak adlandırılır.

İç Ortamda Bulunan Yaygın VOC’ler

Farklı malzemelerden 11.000’e yakın farklı kimyasal ve bileşiklerin yayıldığı tahmin edilmektedir. Bunlardan birçoğu zararsız olarak düşünülse de insan sağlığı üzerindeki tüm etkileri bilinmemektedir. Potansiyel sağlık etkileri üzerindeki saptamalar ise yeni kimyasal ve bileşikler kullanıma tanıtıldıkça daha da zorlaşmaktadır.

Formaldehit

Formaldehit, iç ve dış ortamda bulunan azımsanmayacak konsantrasyona sahip özel bir Uçucu Organik Bileşiktir.

Binalarda formaldehitin en yaygın kaynakları yapı malzemeleri ve formaldehit bazlı reçineler kullanılarak preslenen ahşap mobilya ürünleridir. Bunlara örnek mobilya, marangozluk uygulamaları, zemin kaplaması, bölme paneller, alt döşeme gibi işlerde kullanılan kontrplak, sunta ve MDF gösterilebilir. Formaldehit, Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından kanserojen madde olarak Grup 1 içerisinde sınıflandırılmıştır.

Amerika Birleşik Devletleri Çevresel Koruma Ajansı’nın Bütünleşik Risk Bilgi Sistemi, insanlar üzerindeki kanser riskinin nispeten düşük seviyedeki konsantrasyonlarda on binde bir olarak tahmin etmektedir.

Formaldehite maruz kalınması akciğer fonksiyonlarının azalmasına; solunum, göz, burun ve boğazda ise tahrişe sebep olmaktadır. Binalarda formaldehite maruzu azaltılmak için, düşük formaldehit emisyonlu olarak sertifikalandırılmış presli ahşap ürünler kullanılmalıdır.

Diğer tüm iyileştirmeler ise bakım yapılacağı zaman iç hava sıcaklığının uygun seviyede olması ve nem seviyesinin düşürülmesi ile sağlanabilir. Ayrıca, binalarda formaldehit içeren yeni ürünler kullanıldığı zaman binanın iyi havalandırılması tavsiye edilmektedir.

Asetaldehit

Asetaldehit esas olarak, polyester reçine ve temel boyaların üretiminde olduğu gibi, diğer kimyasalların sentezinde bir ara madde olarak kullanılmaktadır. Ayrıca kauçuk, tabaklama ve kağıt endüstrisinde solvent olarak kullanılmaktadır.

Asetaldehit, formaldehit gibi hem iç hem de dış ortamlarda belli konsantrasyonlarda bulunmaktadır.

Asetaldehit iç ortamlarda genellikle laminat, linolyum, cilalı ahşap, mantar ve çam gibi zemin kaplamalarında bulunur. Bununla birlikte kompozit ahşaptan üretilmiş mobilyalardan, minder köpüğünden ve birçok boya ve yapıştırıcı ürünlerinden emisyon yayılır. Aynı zamanda sigara dumanında önemli oranda asetaldehit bulunur. Asetaldehit, Çevresel Koruma Ajansı tarafından, muhtemel kanserojen olarak Grup B2’de sınıflandırılmıştır. Asetaldehite maruz kalma insanlarda mukoza zarı, boğaz ve solunum yollarının tahrişinin yanı sıra böbrek ve karaciğer hasarına yol açabilir. Yüksek seviyelerdeki maruz kalınması durumunda ise akciğer ödemine ve doku ölümüne sebep olabilir.

BTEX Bileşikler

BTEX bileşikler birçok yapıştırıcı ve kaplamalardan yayılan aromatik hidrokarbonlar olup benzen, toluen, etilbenzen ve ksilen içermektedir. BTEX bileşikleri tipik olarak ısıtmada kullanılan yağ gibi petrol ürünlerinde bulunmaktadır.

ABD EPA tarafından yapılan bir araştırmaya göre, BTEX bileşikleri iç ortam kirleticileri arasında en sık rastlanan Uçucu Organik Bileşiktir.9

BTEX bileşikleri insanlar ve hayvanlar için kanserojen olduğuna inanılmaktadır. Bununla birlikte, uzun süreli maruz kalma durumlarında böbrek ve karaciğer gibi insan organlarının yanı sıra kan sistemine olumsuz etki eden sağlık problemlerine neden olmaktadır.

Fenol

Fenol-formaldehit reçinesi kullanılarak üretilen ahşap ürünleri, vinil zemin kaplamaları, termal yalıtım sağlamak için fenol kullanılan duvar kaplamaları ve bakteri oluşumunu engellemek için fenol içeren boyalar gibi yapı malzemeleri iç ortam fenol kaynaklarını oluşturmaktadır.

Buna ek olarak, fenol temizlik ürünlerinde ve dezenfektanlarda bulunur. Fenol aynı zamanda odun yakılan şömine ve sigara dumanı tarafından oluşturulur. Fenol gözlerde ve insan solunum sisteminde tahrişe yol açmaktadır. Akut solunum; bulantıya, kusmaya, konvülsiyon, kalbin ritmik çalışmasındaki bozulmalara ve dolaşım yetmezliğine neden olabilir. Fenol için kanserojen olduğu düşünülmemektedir ve ABD EPA tarafından insan için kanserojen madde olmayan Grup D’de sınıflandırılmıştır.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı ise Grup 3 maddesi olarak insanda kanserojen olmadığı bilinen maddeler arasına alınmıştır.

Glikol Eterler

Glikol Eterler, Etilen Glikollerin çeşitli formlarını kapsamaktadır. Bunlar birçok tipte boya, astar, yapıştırıcı ve temizlik ürünlerinde çözücü ve katkı maddesi olarak kullanılır. Glikole maruz kalınması göz ve üst solunum yolu tahrişine neden olurken, uzun süreli maruz kalma yorgunluk ve bulantı gibi ağır karaciğer ve böbrek hasarına neden olabilmektedir. ABD EPA ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı glikol eterleri potansiyel kanserojen etkisi olmayan maddeler arasında sınıflandırmışlardır.

Ancak, Kaliforniya Eyaleti glikol eterleri gelişim ve üremeye toksik etkileri olan maddeler olarak belirlemiştir.

KARBON AYAK İZİ

Karbon Ayak İzi ; firmaları, kişilerin veya organizasyonların gerçekleştirdikleri her türlü faaliyet sonucunda atmosfere salınan karbon gazı toplamını ifade etmektedir.

SU AYAK İZİ NEDİR?

Bir mal veya hizmet üretmek için kullanılan (buharlaşma dahil) tatlı su miktarının tüm tedarik zinciri içindeki ölçümünü ifade eden, hammaddenin işlenmesinden, doğrudan operasyonlara ve tüketicinin ürünü kullanmasına kadar geçen tüm süreci kapsar.

Bir kurum, ürün, hizmet, birey veya toplum için hesaplanabilir. Su ayak izi hem doğrudan su kullanımını hem üretim sürecindeki dolaylı su kullanımını hesaba katar. Birim zamanda kirletilen su miktarı ile ölçülmektedir. Su ayak izi ölçümü için yeni oluşturulan ISO 14046 standardı ile bir ürünün su tüketimi gözlemlenebilecek ve aşırı su kullanımından kaynaklanan yüksek maliyetlerin de önüne geçilebilecektir.

ISO 14046: Su ayak izlerini değerlendirme ve raporlama ilkelerini ve gerekliliklerini tanımlayan uluslararası standarttır. Yaşam döngüsü değerlendirmelerini esas alarak ürünlere, yöntemlere ve kuruluşlara uygulanır.

MAVİ, YEŞİL VE GRİ SU AYAK İZİ; SU KULLANIMI VE KALİTESİNİ TEMSİL EDEN ÜÇ GÖSTERGEDİR.

  • Mavi Su: Bir malı üretmek için ihtiyaç duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynaklarının toplam hacmi için kullanılır ve geleneksel olarak tatlı su denildiğinde akla gelen su kaynaklarıdır.
  • Yeşil Su: Bir malın üretiminde kullanılan toplam yağmur suyudur. Bu ayak izinde kullanılan yağmur suyu kaybolmaz yada yeraltı sularına karışmaz; toprakta ve bir süre için toprak üstünde saklanır. Yağış miktarı yeşil su arz ve talebini etkilediği için bölgenin yeşil su gereksinimi değerlendirilirken iklim değişikliği ve değişkenliği göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Gri Su Ayak İzi: Kirliliğe yönelik bir göstergedir. Mevcut su kalitesi standartlarına dayalı, kirlilik yükünün bertaraf edilmesi yada azaltılması için kullanılan tatlı su miktarını ifade eder. Bu nedenle de nüfus ve endüstriyel büyüme ile orantılı olarak ele alınır.

Su Ayak İzi Standardının Avantajları Nelerdir?

  • Gelecekteki su tüketimlerine karşı yönelecek riskleri analiz eder ve kuruluşları bu çerçevede hazırlar.
  • Ürünün metot ve kurum seviyelerinde kalitesini yükseltir.
  • Sanayi ve idareyle bilgi ve en iyi uygulama paylaşımına gidilmesini sağlar.
  • Kurumların, müşterilerin daha çok çevre sorumluluğuna ilişkin taleplerini karşılamaya yardımcı olur.
  • Su kullanımının çevresel etkilerini düşürme yöntemleri belirlenir.

Şirketlere Yönelik Su Ayak İzinin Azaltılması İçin Öneriler

  • Öncelikle su kaynaklarına yönelik problemleri ekonomik, sosyal ve çevresel bakımdan analiz edebilecek bir anlayışına sahip olmalıdır.
  • Tedarik halkaları boyunca su tüketim miktarını, bunun etkisini ve risklerini belirlemelidir.
  • Su ayak izlerini ölçerek halihazırda su kıtlığı yaşanan yada gelecekte yaşayabilecek havzalarda etkilerini minimize etmek için harekete geçmelidirler.
  • İnsanlar ve doğa için temel hak olan suya ulaşımının güvence altına alındığı milletlerarası sözleşmeleri desteklemelidir.
  • Kendi su ayak izi etkilerini minimize etmenin ötesine geçerek, su kaynaklarının sürdürülebilirliği maksadıyla karar vericiler, diğer şirketler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar gerçekleştirmelidirler.

Benzer Yazılar

Yorum yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekiyor.